Ömür Bir An Gibi Geçer: Hidayet, İmtihan ve Sabır

Ömür Bir An Gibi Geçer: Hidayet, İmtihan ve Sabır

Hayatınızda hatırladığınız ilk anınıza dönün, diyelim ki 5 yaşınıza. Sonra bugüne gelin. Kaç yıl geçmiş? Kiminiz 20, kiminiz 50 yıl diyecek…

Peki, bu süre nasıl geçti? Fizik kurallarını bir kenara bırakıp düşündüğünüzde, sanki sadece bir an gibi değil mi? Ya da tek gecelik bir uyku gibi... 

Şimdi bu ana bir an daha ekleyin: Ölüm melekleri gelmiş ve size cenneti ya da cehennemi müjdeliyor. 

Hepsi bu kadar mıydı? Geri dönüş var mı? 

Ayetler apaçık bildiriyor... Hayır … 

Nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki,  'Rabbim beni geri gönder! Ta ki boşa geçirdiğim dünya hayatımda artık iyi ameller işleyeyim.'  Hayır! O, söylediği boş bir laftan ibarettir. Onların arkalarında ise, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.”   (Mü’minûn, 23/99-100). 

Kolay mı olacak bu yolculuk? 

Eğer iman eder, Rabbimize güvenirsek, O bizi koruyacaktır, inşaAllah. Ancak sınavlar olacak: En sevdiklerimizle, fakirlikle, hastalıkla ve belki de birçok farklı imtihanla karşılaşacağız. 

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor: 

" Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter. " (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 38, 60;Tirmizî, Hudûd 3, Birr 19; İbni Mâce, Mukaddime 17) 

 

İman ettiğimizde karşılaşacağımız zorluklar... 

Çevremizde, iman ettiğimizde bizimle alay eden insanları görüyoruz. Biz ibadet ederken, onlar nefislerinin gösterdiği zorluklardan kaçıp başka yollara sapıyorlar. Kimisi inkâr ediyor, kimisi yanlış inançların içinde kayboluyor. 

Peki, 8 milyar insanın kendi aklıyla doğruyu bulmaya çalıştığını düşünelim. Her biri, yaşları kadar, yani 30, 40, 50 yıllık sınırlı bilgileriyle bir hüküm veriyor. Sonuç? Karmaşa ve kaos... 

Oysa Allah (c.c.) Alîm’dir, Hakîm’dir. Sonsuz bilgelik sahibidir. Başlangıcı ve sonu yoktur. 

İşte bu yüzden Kur’an-ı Kerim var. İşte bu yüzden Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünneti bize rehber kılınmıştır. 

Kimse bu yolun kolay olacağını söylemedi. 70-90 yıllık bir ömür, bir sınav... Ve sonunda 1000 yıl değil, milyonlarca yıl değil, sonsuz güzelliklerle dolu bir hayat veya ebedi cehennem... 

Dikkat ettiniz mi? Herkesin imtihanı, en hassas olduğu konuyla ilgili. Rabbim bizi hidayete erdirsin, bize yardım etsin, inşallah. 


Peki, görevimiz nedir? 

Asr Suresi'nde açıkça bildirilmiyor mu? 

"Asra yemin olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır." (Asr Suresi, 103:1-3) 

Ve Rabbimiz hatırlatıyor: 

"(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.." (Bakara, 2:214) 

"Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir.” (Âl-i İmrân, 3:186) 

"(Resûlüm!) Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. (Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık; (bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.” (Furkan, 25:20)