Farklı ve Hüzünlü Bir Ramazan

Ben oruç tutarken, canım su istediğinde hemen o susuz insanları hatırlıyorum, kendimden utanıyorum. Aç kaldığımda, onlar acaba son haftada kaç defa bir şeyler yiyebildiler diye düşünüp utanıyorum.

Yine bir Ramazan geldi ama bu seferki farklı.

Biz Müslümanlar için Ramazan, en sevdiğimiz bir misafir gibi eve gelir hep. Gün boyu süren bir açlık ve susuzluk olsa da, güneş batınca yemek yemeye başlamak, diğer Müslümanların bizi yemeğe davet etmesi, akşam eğlenceleri, aç insanların ve fakirlerin haline bürünüp onlara yardım etme isteği... Ramazan işte, bir kardeşlik ayıdır. Ramazan sadece aç kalmak değil, ibadetin özüdür, acizliği ve insanlar arasındaki eşitliği görmek, fakirleri arayıp bulup onları doyurmak, sabretmeyi öğrenmektir.

Fakat senelerdir, çocuklarımızı 1-2 yaşından itibaren cep telefonu ile eğitmeye başlayıp, gençliklerinde bizden uzaklaştırarak bu sevinci onlardan almaya çalışan, ilahi ve din karşıtı bir yapı kurulmuş. Yine de şükür ki, bu sevinci içlerinde taşıyanlar çoğunlukta.

Bir zamanlar acı çekmiş bir toplum, onları evlerine davet eden güzide toplumu katletmektedirler hala. Ve bu Ramazanda, onların açlıklarını görünce iftar açmaya bile utanır olduk. İnsanlık, çünkü onları ve onları yönetenleri aciz duruma getiren birileri var.

Ben oruç tutarken, canım su istediğinde hemen o susuz insanları hatırlıyorum, kendimden utanıyorum. Aç kaldığımda, onlar acaba son haftada kaç defa bir şeyler yiyebildiler diye düşünüp utanıyorum.

Aç, susuz, doktoru hastanesi olmayan bombalar altındaki bir toplum; Filistinliler...

Bugün susanlar, yarın kendi başlarına bunların gelebileceğini düşünmezler mi?

Maalesef, Ramazan ama hüzünlü bir Ramazan...

Rabbim, uyanmayı hepimize nasip etsin.